30 Nisan 2012 Pazartesi

BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM YAZILIMLARI


1
 

11)  ALIŞTIRMA UYGULAMA YAZILIMI
Oyunun amacı parça bütün ilişkisini kavratarak oyuncağı oluşturmaktır.
DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ:
  •  Hedefe uygunluk: Bu program öğrencilerin alıştırma yaparak parça bütün ilişkisini kavramaya yöneliktir. Oynayan kişinin parçaları birleştirerek doğru bir bütün oluşturması beklenir. Bu yönüyle hedefe uygun bir alıştırmadır.
  •   Kullanıcıya uygunluk:  Bu program her yaş grubuna uygun değildir. Bir yaş grubu belirtecek olursak 6 yaş ve üzerine daha uygun bir programdır.
  •   İçerik:  Program çok karmaşık bir içeriğe sahiptir. Oyunda parçaların bulunduğu yerin renk tonu çok kapalı olduğundan parçaların nerede olduğu ilk bakışta anlaşılmıyor. Ayrıca oyunda alakasız parçalar da mevcut. Bunu çabucak kavrayamayan kullanıcın süresi bildirim vermeden doluyor. Oyunda basitten karmaşığa bir aşama yoktur. Bu da her kullanıcının seviyesine uygun olmadığının bir göstergesidir.
  •   Motivasyon: Oyun boyunca kullanıcı aktif tutulamıyor. Oyunda süre bildirimi olmadığı için kullanıcı kendini oyunun sonunda buluyor.
  •   Etkileşim:  Programda puanlama sistemi olmadığı için kullanıcı ne derece başarılı olduğunu anlayamamaktadır.
  •   Geri Bildirim: Kullanıcı parçayı yanlış yerleştirdiğinde hafif bir uyarı sesiyle parça eski yerine geri dönüyor. Doğru yerleştirildiğinde yine hafif bir sesle parça yerine oturuyor. Ancak ‘’ TEBRİKLER veya TEKRAR DENEYİNİZ’’ gibi bir bildirim yoktur.
  •   Kontrol: Kullanıcı oyun üzerinde kontrole sahip değildir. Dilediği bir oyuncağın parçalarını yerleştiremiyor. Karşısına nasıl bir nesne çıkarsa onu bütünleştirmek zorunda kalıyor bu da kullanıcıya zevk vermiyor.

2)  EĞİTSEL OYUN
DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ:
  •   Hedefe uygunluk: Programın amacı öğretilen şehirlerin yerini doğru olarak belirlenmesini sağlamaktır. Öğrencinin harita bilgisini ölçmeye yönelik olan oyun hedefe uygundur.
  •   Kullanıcıya uygunluk: Oyun ilkokul düzeyindeki öğrenciye hitap eder.
  •   İçerik: Oyunda kurallar yazılı şekilde ifade edilmiştir. Karışıklığa meydan verilmemek için her şehir farklı bir renkte boyanıyor.
  •   Motivasyon:  Kullanıcının dikkati aktif tutulabiliyor. Oyunda her şehir içinde 4 seçenek bulunuyor ve doğru şehri bulana kadar şıklar azalıyor. Doğru şehir bulunamayınca üzgün yüz ifadesi beliriyor ve puan düzenli olarak azalıyor.
  •   Etkileşim:  Oyunda puanlama sistemi bulunduğu için kullanıcı kendini değerlendirebiliyor. Yanlış bilse bile bulana kadar yönlendiriliyor böylece öğrenmesi sağlanıyor.
  •   Kontrol:  Kullanıcı kontrole sahiptir istediği zaman oyunu bitirebilir. Kullanıcı eğlenirken öğreniyor.
3)  PROBLEM ÇÖZME
Bu yazılım okul öncesi çağına yönelik öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmektedir. Aktif öğrenmeyi destekleyerek çocukların okulda edindikleri veya edinecekleri bilgilerin daha kalıcı olmasını sağlar.

DEĞERLENDİRME KRİTERLERİ:
  •   Hedefe uygunluk: Problem çözme, dikkat ve motivasyon becerilerini geliştirmesi yönünden hedefe uygundur.
  •   Kullanıcıya uygunluk: Kullanıcı kitlesi okul öncesi dönem çocuklarıdır. Bu yönüyle kullanıcıya uygundur.
  •   İçerik: Programda çocukların sağ-sol, az-çok, yukarı-aşağı, uzun-kısa, büyük-küçük, uzak-yakın, yüksek-alçak, benzer-farklı, ağır-hafif gibi kavramlar ile ilgili temel özellikleri tanıyabilmesini ve bu kavramlarla ilgili verilen yönergeleri uygulayabilmesini amaç edinmiştir.
  •   Motivasyon: Öğrenci aktif tutulabiliyor. Renkler, müzik, sesler çocuğun dikkatini çekerek zevk almasını sağlar. Öğrenci hem eğlenir hem öğrenir.
  •   Etkileşim:  Yazılımda ses ve görüntülü uyarılarla kullanıcı arasında etkileşim oluşur.
  •   Kontrol:  Kullanıcı yazılım üzerinde kontrole sahiptir.

10 Nisan 2012 Salı

BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM

Arkadaşlarım,
 Blogumda okul öncesi eğitiminde Bilgisayar destekli eğitimin öneminden de bahsetmek istiyorum.


OKUDUĞUM MAKALENİN;


 
YAZANLARI: 

Ahmet Ömer KACAR(Gazi Üniversitesi,Fen Bilimleri Enstitüsü,Elektronik ve Bilgisayar Eğitimi) ANKARA

Nurettin DOĞAN(Gazi Üniversitesi,Teknik Eğitim Fakültesi,Elektronik ve Bilgisayar Bölümü)ANKARA

YAYINLANDIĞI YER
: Akademik Bilişim Dergisi,Dumlupınar Üniversitesi KÜTAHYA

YAYINLANDIĞI ZAMAN
:31 OCAK-2 ŞUBAT 2007

MAKALENİN KONUSU
:Okul Öncesinde Bilgisayar Destekli Eğitim

SONUÇ
: Bilgisayar destekli eğitimin, geleneksel eğitimden daha etkili olduğu kanıtlanmıştır.



NEDEN BİLGİSAYAR DESTEKLİ EĞİTİM?
Eğitimin temel öğelerinden biri, öğretme ve öğrenme etkinlikleridir. Eğitim amaçlarının gerçekleşmesinde öğretim ve öğretme süreçlerinin etkililiği ise büyük ölçüde öğretmene ve onun öğretme ortamında
kullandığı materyaller (her türlü araç gereçler) ve uygulamış olduğu yöntemlere bağlıdır. İnsan hayatındaki en önemli süreçlerden biri olan eğitim, günümüzün gereksinimlerine yanıt verebilmek için gelişen teknolojinin olanaklarıyla donanmak ve düzenlenmek zorundadır. Bilgisayarın eğitimde kullanılması bu yolda atılmış gerekli bir adımdır.
Ahmet Ömer KAÇAR ve Nurettin DOĞAN bilgisayar destekli eğitimin önemini göstermek için bir araştırma yapmışlardır. 
Bu araştırma:
2005-2006 Yılında Afyon merkez ilçesindeki, Hoca Ahmet Yesevi İlköğretim Okulu ve 27 Ağustos İlköğretim Okullarına bağlı anasınıflarından toplam 80 çocuk üzerinde yapılmıştır. Bu çocuklar içerisinden 40 çocuk bilgisayar destekli eğitim alacak grubu, 40 çocukta geleneksel eğitim alacak grubu oluşturmuştur. Kız ve erkek çocukların eşit sayıda seçilmesine özen gösterilmiştir.




Araştırma sonucunda bilgisayar destekli eğitimin geleneksel eğitimden daha etkili olduğu bir kez daha kanıtlanmıştır. Kısacası, zaman ilerledikçe ve bilgisayarın hayatımızda oynadığı rol arttıkça, tüm okullarda bilgisayar kullanılması kaçınılmaz olacaktır. Okullarda bilgisayarla eğitme yani bilgisayar destekli eğitime daha fazla zaman ayrılması için baskılar oluşacaktır. Bu yüzden bilgisayarlar, ders programlarına en iyi ve en çok yarar sağlayacak biçimde yerleştirilmelidir.





28 Mart 2012 Çarşamba

KİTAP KURDU

KİTAP OKUMAYI ÇOK SEVDİĞİMİ SÖYLEMİŞ MİYDİM? İŞTE EN EN EN YENİ KİTAPLAR..
HEPSİ BENİMMMM :)))
   

AKİF KÖŞEM

           


 AKİF'İM.. ÜSTADIM..                                                                                                                DENİZ RUHLU ŞAİRİM.. ÇOK GERİLERDEYİM, BOYNUM BÜKÜK,                                                                                                                                                                 BİR SEN ARIYORUM..



 
 
 
         Korkma!

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!

Müzik Kutum

Bu ara en çok dinlediğim şarkı :)  <3


..KABUS DERSLER..

                   SİZ TARİHTEN HİÇ KORKTUNUZ MU?? :D

     Arkadaşlar sizlere bir zamanlar en çok korktuğum dersten bahsetmek istiyorum biraz..
     İlkokul 4 ve 5. sınıfta tarih benim korkulu dersimdi. Tabi o zaman hayat bilgisi adı altında işleniyordu Tarih Dersleri.  Tarih kelimesini duyar duymaz terlemeye başlardım :)) Çünkü Tarih Dersimize giren sınıf öğretmeniz sert bir adamdı ve komşu olmamıza rağmen bana bile yumşak davranmazdı. Sürekli azar işitirdik sürekli sıra dayağından geçerdik.. Ahmet Öğretmen hakkında böle şeyler düşünen tek kişi ben değildim tabi. bütün sınıf arkadaşlarımla aynı duyguları paylaşırdık Ahmet Öğretmen hakkında.. Hatta arkadaşlarım lakap bile takmıştı Ahmet Öğretmenimize :) Tarih derslerinin olduğu günler hasta numarası yapar, okula gitmezdim. Annemi kandırırdım karnım ağrıyor diye.. Evet bu çok kötü birşey biliyorum hemen suratınızı ekşitmeyin ama küçüklük işte.. Bir gün yine Tarih dersimiz var ve benim konu anlatmam lazım. Ama ben nasılsa anlamayacağım anlatamayacağım korkusuyla kitabı elime bile almamıştım. anneme yine karnım ağrıyor derim, okula gitmekten kurtulurum diye düşünüyordum. Ancak öyle olmadı, başıma neler geldi neler.. Ben konuyu anlatacağım gün gerçekten hastalandım gözlerimi bile açamayacak haldeydim. Anneme de okula gidemeyeceğimi hasta  olduğumu söyledim. A ma her seferinde bana inanan annemin bugün inanmayacağı tuttu. Zorla beni kaldırdı gideceksin okula diye. Meğer Ahmet Öğretmen anneme gelip; ''Rabia tarih derslerine gelmemek için seni kandırıyor hasta numarası yapıyor, sakın göndermemezlik etme'' demiş.. Neyse kalktım okula gittim konu anlatmak için sıramın gelmesini bekliyorum. ama anlatıcak brşeyim yok çalışmadım ki.. en fazla sınıfa rezil olur otururum diye düşündüm kara tahtanın önünde.. Ve işte o an geldi, tahtadayım. Tek kelime etmeden boş gözlerle sınıfı seyrediyorum. Sonra birden gözlerim kararmaya. soğuk soğuk terlemeye başladım.. ardından da müthiş bir mide bulantısı.. Kendimi daha fazla tutamadım sınıfın ortasına, herkesin gözleri önünde kusuverdim. Yoktur herhalde böyle bir rezillik. O kadar utandım ki o an fare deliği bulsam girip sonsuza kadar çıkmayabilirdim. evet arkadaşlar sevmediğim bir dersten bu şekilde tamamen soğumuştum. Kapalıydı artık bütün kapılarım Tarihe. 
      Sonra büyüdüm, her ne kadar fiziksel olarak şu an bunu gösteremiyor olsamda evet büyüdüm, büyüdük.. Tarih gönlümde yara..Zamanında Tarih'i yeteri kadar öğrenemediğim için kızıyorum kendime. Tarih o kadar önemli bir dersmiş ki meğer, önyargılarımdan dolayı yaklaşmamışım hiç. Arkadaşlar ben artık seviyorum Tarih'i. Tarih okudukça öğreniyor, öğrendikçe mutlu oluyorum. Ne boş geçirimişim yıllarımı bu dersten uzak kalarak diyorum. KORKULAN DERSİN ÜZERİNE YÜRÜNMELİ! Ben artık bunu bilir bunu söylerim. İnanın çok şey kaybediyoruz sevemediğimiz derslerden. Eksikliğimizi sonra sonra fakediyoruz. Bazı şeyler yerinde ve zamanında öğrenilince anlam buluyor.
           Sözü uzatmıyorum ve diyorum ki ''GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN GELECEĞİNİ BİLEMEZ!!''

ELİF ŞAFAK AŞK


         Elif Şafak’ın Aşk isimli romanı Ella Rubinstein’ı tanımamızla başlıyor . Ella kırklı yaşları bitirmeye yaklaşmış , üç çocuk annesi evli bir Amerikalı hanımdır . Evliliğinde uzunca süredir ciddi problemler yaşıyor olsa da kendisini bu sorunları adeta görmemesi gerektiğine inandırmış bir karakterdir . Eşi onu aldatıyordur ve Ella bunu bilmesine rağmen fark etmezlikten gelmektedir . O kendini daha çok çocuklarının bakımına , evinin işlerine , büyük kızının aniden ortaya çıkan evlilik hayalleri ile mücadeleye adamıştır . Kısacası yaşamın ona getirdiği koşuşturmaca içerisinde kendini unutmuş , belirli görevlerinin bilincinde robot gibi yaşamı olmuştur .
            Ta ki eline Aşk Şeriatı isimli kitap geçinceye dek !
Ella Rubinstein bir şeyler üretmek , faydalı olmak adına , çokta önemli bir görev olmayan ama onu yeterince motive edecek olduğuna inandığı bir işe başlamıştı . Bir yayın evinde kitap eleştirmeni asistanının asistanı olmuştu .
          İlk görevi ise Aşk Şeriatı isimli yeni çıkmış olan bir kitabı okuyup hakkında rapor hazırlamaktı . Kitabın yazarı A.Z. Zahara’ydı . Hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktaydı ve kitabını yayınlanması için Amsterdam’a el yazısı halinde postalamıştı . Kitabın konusu ise Mevlana ve Şems Tebrizi’nin ilahi aşkıydı.
İşte Elif Şafak’ın Aşk isimli romanını okumaya başladığınız an , o an oluyor . Şems Tebrizi’nin Bağdat’ta gönüldaşını bulmak için yaşadığı imtihana , yolculuğuna , Konya’ya varışına , orada kimlerce sevilip kimlerce sevilmediğine şahit oluyorsunuz . Mevlana ile karşılaşmalarına , o evde yaşananlara şahit oluyorsunuz . Ahalinin Mevlana ile Şems’in dostluklarını anlamamasına , çekememesine hatta tuzaklar kurmasına şahit oluyorsunuz .
Şemsi , Mevlana’yı , Kimya’yı , Alaattin’i , Sultan Veled’i tanıyorsunuz .
Onları tanırken yolculuğa beraber çıktığınız Ella Rubinstein’dan kopmuyorsunuz elbette . Ella Aşk Şeriat’ı isimli kitabın raporunu hazırlamak yerine , A.Z. Zahara ile yazışmaya onu tanımaya başlıyor . Elindeki kitap hayatını değiştiriyor ve an geliyor birbirlerine aşklarını anlatacak kadar yakınlaşıyorlar..